bir umut yeni gün

Her şey geçti sayılmaz aslında, hâlâ nefes alıyoruz, demek ki umut var. Bu hayatı bu düzeni değiştirebilecek tekrar sevebilecek bir umut dünyasındayız. Bu gezegendeki en küçük noktalarız, aynı zamanda en büyük etken. Mesela şu an ne yapıyorsun? Hayata karşı umutsuz musun? Hiç bir şey istediğin gibi olmuyor mu? Bunları düşünerek zaman kaybetmek yerine kalk ve silkelen, evet bunu tamda şu an yap. Zaman en büyük düşmanımız bunu bilerek yaşa, bunu bilerek nefes al. İlk olarak kendinden başla değişime, güzelleştirmeye. Kendine bak, geç aynanın karşısına saatlerce konuş kendinle. Bunu yapmak delilik değil, yapmazsan delisin, ve sonra etrafını güzelleştirmeye başla. Bir fidan dikerek başla mesela, toprağını ellerinle karıştır, ellerin toprak koksun. Korkma, bu sefer kimse kızmayacak toprakla oynadın diye, ayakkabılarının içine dolsun küçük taşlar, onları çıkarma. Taşların verdiği acıyla saatlerce yürü. Her attığın adımda hisset o acıyı, ayakların kanasın ve ertesi gün ayakkabındaki taşları çıkarıp yürümeye başladığında, kıymetini bil attığın her adımın. O adımları atıp o çektiğin acının bile kıymetini bil. O acıların mislini çekip adım atamayanların var olduğunu bil. Yağmurdan, çamurdan, sıcaktan, soğuktan dert yanarken, senin yerinde olmak isteyenlerin olduğu düşün. Evet bunları düşünerek yaşa ve bir süre sonra bunları düşünmeden yaşayacaksın. Çünkü bunları düşünmek yerine yardım edeceğin bir çok insan olduğunu bileceksin. Uyan ve yardım et! Doğaya, insanlara ve hayvanlara, tüm evrenin sana ihtiyacı var! Hepsi seni bekliyor, duy yardım seslerini ve her gün bunu tekrarla. Yardım ettikçe mutluluğun tadına varacaksın, yardım ettikçe insanlığın gerçek anlamını kavrayacaksın. Her gece başını yastığa koyduğunda içindeki huzurla gözlerin kapanacak.
Yaşadığın zorlukları güneş olarak düşün ve sende bir kiraz ağacı, kiraz ağacının meyve vermesi için güneşe ve sıcağa ihtiyacı var. Yani insanı geliştirip meyve vermesini sağlayacak şeylerde yaşadığı zorluklar olacaktır. Senin meyve vermen için o güneşe ihtiyacın var, üstüne güneş doğmayan insan var mı? Böyle düşün birazda. Pes etmenin bana göre olduğunu düşünen biri değilim, gücümün farkındayım. Kendimle olan savaşı kazandım, benden güçlüsü olabilir mi? Gücünün farkında ol, bunu hisset, bunu farkettir ve hissettir. Seni kullanmaya çalışan insanlara karşı bir sınırın olsun, kendilerine faydaları olmayan bir grup saman balyasına benzetirim onları. Tabi bunlar için kan emmeye doymayan, kan keseleri çok geniş olan sülükler diyebiliriz. Güçlü olmanın temellerinden biri, acını asla paylaşma, üzüntünü paylaşma, yaranı paylaşma yani. Gün gelir o yaraya gözünün içine baka baka tuz basarlar, ahmak olma gözünü aç!
Boş vaktin olmasın, faydalı işlerle uğraş, az önce geçirdiğin 3 saniyenin tekrarı asla olmayacak. Zamanın tekrarı yok, hayatın geri sarma tuşu yok, aklına yaz bunu ve nefes almaya bu şekilde devam et.

Zaman varken akıl yoktur, akıl varken zaman yoktur..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

iletişimde karşı tarafı anlama ve rahatsız etmeyen bir dinleyici olmak

Karamsar insanları hayatınızdan çıkarın